İşyerinde Stres ile Başa Çıkma
İşyerinde stres farklı nedenlerden ortaya çıkar ve hem ruhsal hem de fiziksel olarak sizi etkiler. Stres faktörlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- İş yerine karşı beklentilerin fazla yüksek olması,
- Verimsiz geçen çalışma saatleri,
- İş arkadaşları veya aynı meslektaşlar arasındaki uyumsuzluk,
- Yerine getirilmekte zorlanılan sorumluluklar (fazla iş yükü),
- İşverenle yaşanan anlaşmazlıklar,
- Uzayan mesai saatleri
Yaptığınız işlere belirli seviyede stresin eşlik etmesi, performansınızın artmasını ve odaklanmanızı sağlar. Fakat, aşırı strese maruz kalmak ve bu stresin gerektiğinden uzun süre devam etmesi her ne kadar yalnızca psikolojik olarak sizi etkiliyormuş gibi görünse de sağlık problemlerini de beraberinde getirebilir.
O halde, zamanınızın çoğunu geçirdiğiniz bir yerde kendinizi daha huzurlu hissetmeniz için ne yapmanız gerekir?
Öncelikle, iş yerinizde strese neden olan etmenleri belirlemeniz gerekir. İşvereniniz veya iş arkadaşlarınıza kendinizi iyi ifade edememeniz, işiniz üzerindeki kontrolünüzü yetersiz bulmanız veya işinizi kaybetme korkusu… Problemi belirledikten sonra, bunu değiştirmek ve stresi azaltmak için çözüm odaklı yaklaşım faydalı olacaktır. Örneğin; fazla iş yükü stresi arttırıyorsa, kısa vadede gün içerisinde küçük molalar vermek yararlı bir yöntem. Uzun vadede, iş yükünüzün yarattığı olumsuz durumlarla baş edemez hale gelmeniz, performansınızı da etkileyebilir. Bu durumu işvereninize aktarmak ve birlikte çözüm yolu aramak size kendinizi daha iyi hissettirecektir.
Bunun dışında, iş ile ilgili problemleri, tatil gününüzde çözmeye çalışmak yerine, mesai saatleri içerisinde çözümlemeniz yararlı olacaktır. Tatil günlerinizde kendinize ve sevdiklerinize vakit ayırmanız stres seviyenizin azalmasında yararlı olacaktır.
Bunun yanı sıra, nefes ve gevşeme egzersizleri vücudunuzdaki gerginlik hissinin giderilmesinde ve sakinleşmenizde büyük rol oynayacaktır.
Stres seviyeniz baş edemeyeceğiniz derecede artarsa bir uzmandan yardım alın. Bu, problemi daha kısa sürede çözmenize ve yaşam kalitenizi arttırmanıza yardımcı olacaktır.
Diğer yazılara ulaşmak için tıklayın.
Learn MoreÇocuklarda ve Ergenlerde Kaygı Belirtileri
Yeni okul dönemiyle beraber, öğrencilerin akademik başarılarına yönelik stres ve kaygıları da gün yüzüne çıkmaya başladı. Bununla birlikte, aileler de çocuklarının kaygı yaşamaları konusunda endişeye kapılıyorlar. Peki, kaygı gerçekten göründüğü ya da sanıldığı kadar kötü bir duygu mu? Çocuklarda ve ergenlerde kaygı belirtileri neler?
Makul seviyelerde yaşanan kaygı, aslında hayatın normal ve sağlıklı bir parçasıdır. Sosyal ve fiziksel tehlikelere karşı kendimizi korumamızı sağlar. Örneğin, öğrencilerin sınav döneminde yaşadıkları bir miktar kaygı, sınava daha verimli çalışmaları ve akademik başarılarını sürdürmeleri için onları motive eder. Ya da, araba sürmeyi öğrendiğimiz ilk zamanlarda direksiyon başında yaşadığımız yeterli seviyedeki kaygı, kaza yapmamamız için daha temkinli olmamızı sağlar.
Son yıllarda aileler, çocuklarını her türlü kaygılı durumdan kurtarmaları gerektiklerine dair düşünceye kapılmaya başladılar. Aileler arasında bu düşüncenin artması, çocukların günlük yaşamın getirdiği en ufak problemle bile nasıl başa çıkabileceğini öğrenmesini zor hale getirebiliyor. Çocuğa, makul düzeydeki kaygıyla başa çıkması için şans tanınması; onun başarma duygusunu pekiştirir. Ayrıca, problem çözme becerisi de gelişmiş olur.
Çocuğumuzda gözlemlediğimiz kaygı bizi ne zaman endişelendirmeli?
Özellikle akademik dönem ile birlikte çocuklarda ve ergenlerde kaygı seviyesinin artması normaldir. Ancak, bu seviye olması gerekenden fazlaysa, destek almaları gerekebilir. Eğer;
Çocuğunuzun akademik başarısını olumsuz etkilemeye başladıysa,
Uyku problemlerine neden olduysa,
Baş veya karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, çarpıntı, terleme gibi fiziksel belirtiler varsa,
Günlük işlere odaklanmasını engelliyorsa,
En kısa sürede profesyonel destek alması hayat kalitesini olumlu yönde etkileyecektir.
Diğer yazılara ulaşmak için tıklayın.
Learn More