
Çocuklarda ve Ergenlerde Kaygı Belirtileri
Yeni okul dönemiyle beraber, öğrencilerin akademik başarılarına yönelik stres ve kaygıları da gün yüzüne çıkmaya başladı. Bununla birlikte, aileler de çocuklarının kaygı yaşamaları konusunda endişeye kapılıyorlar. Peki, kaygı gerçekten göründüğü ya da sanıldığı kadar kötü bir duygu mu? Çocuklarda ve ergenlerde kaygı belirtileri neler?

Makul seviyelerde yaşanan kaygı, aslında hayatın normal ve sağlıklı bir parçasıdır. Sosyal ve fiziksel tehlikelere karşı kendimizi korumamızı sağlar. Örneğin, öğrencilerin sınav döneminde yaşadıkları bir miktar kaygı, sınava daha verimli çalışmaları ve akademik başarılarını sürdürmeleri için onları motive eder. Ya da, araba sürmeyi öğrendiğimiz ilk zamanlarda direksiyon başında yaşadığımız yeterli seviyedeki kaygı, kaza yapmamamız için daha temkinli olmamızı sağlar.
Son yıllarda aileler, çocuklarını her türlü kaygılı durumdan kurtarmaları gerektiklerine dair düşünceye kapılmaya başladılar. Aileler arasında bu düşüncenin artması, çocukların günlük yaşamın getirdiği en ufak problemle bile nasıl başa çıkabileceğini öğrenmesini zor hale getirebiliyor. Çocuğa, makul düzeydeki kaygıyla başa çıkması için şans tanınması; onun başarma duygusunu pekiştirir. Ayrıca, problem çözme becerisi de gelişmiş olur.
Çocuğumuzda gözlemlediğimiz kaygı bizi ne zaman endişelendirmeli?
Özellikle akademik dönem ile birlikte çocuklarda ve ergenlerde kaygı seviyesinin artması normaldir. Ancak, bu seviye olması gerekenden fazlaysa, destek almaları gerekebilir. Eğer;
Çocuğunuzun akademik başarısını olumsuz etkilemeye başladıysa,
Uyku problemlerine neden olduysa,
Baş veya karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, çarpıntı, terleme gibi fiziksel belirtiler varsa,
Günlük işlere odaklanmasını engelliyorsa,
En kısa sürede profesyonel destek alması hayat kalitesini olumlu yönde etkileyecektir.
Diğer yazılara ulaşmak için tıklayın.